IQNA'nın Associated Press haber ajansından aktardığına göre, İstanbul'a kaçan dört çocuk annesi her gece kabuslarla uyanmaktadır. Çünkü o ve eşi hayatta kalmalarına rağmen Çin hükümeti onların çocuklarını yetimhaneye gönderdi.
Uygurlu kadın ve eşi babalarının hastalığı nedeniyle onlara bakmak için İstanbul'a gelmişlerdi ve çocukları büyükannelerinin yanına bırakmışlardı. Ancak hükümet yetkilileri, yurtdışına seyahat etmek de dahil olmak üzere bir suçu keşfettiklerini iddia ederek binlerce Uygur aileyi sorguladı ve onların seyahati sürgüne dönüştü.
Uygurlu annenin arkadaşlarından birinin söylediğine göre, kaynanası hapsedildi ve dört çocuğu ise Xinjiang'daki hükümet yetkisi altında yetimhaneye nakledildi.
Bu Uygur ailesi, Çin hükümetinin baskısı altındaki on binlerce Müslüman aileden biridir. Şimdi Hükümetin zorla kamplarda gözaltına alınan Müslümanların çocuklarını, Xinjiang genelinde düzinelerce yetimhaneye gönderdiğine dair kanıt mevcuttur.
Yetimhaneler meselesi, Çin hükümetinin Uygur çocuklarını ailelerinden ve kültürlerinden ayırma niyetinin son örneğidir.
Çin hükümeti binlerce “iki dilli” eğitim veren okul inşa etti. Burada azınlıkların çocuklara Mandarin (Çin'in resmi dili) öğretilir ve çocuklar ana dillerinde konuştukları zaman cezalandırılır.
Çin hükümeti bu yetimhanelerin ebeveyni olmayan çocuklara yardım ettiğini söylüyor. Ve onların ebeveynleri için gözaltı mevcudiyeti reddediyor.
Çin hükümet sözcüsü Perşembe günü şu açıklamayı yaptı: Hükümetin Xinjiang'daki eylemleri etnik ayrımcılıkla mücadele, koordine , ilerleme ve huzur için zaruridir.
Uzmanlar, Çin hükümetinin eylemlerinin, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve Avustralya'da yerli çocuklara benzer davranışı olan sömürgeci politikaları hatırlattığını söylüyor. Bu politikaların sonucunda gelecek dönemde birkaç nesil zarar gördü.
3748657