IQNA

İnanç İlkeleri: Nübüvvet / 32

Peygamberler ve Medinetü’l Fazıla

23:16 - August 23, 2023
Haber kodu: 3481444
TAHRAN (IQNA) - Peygamberlerin ve semavî kanunların insanlara yol göstermek için gelmesi bir zorunluluktur. İnsanların kabul etmesi başka bir görevdir ve ikisinin hesabı birbirinden ayrıdır.

Allah insanları zorla hidayete erdirmek istemez. Eğer öyle olsaydı hepsi hidayet bulurdu. Nahl suresi 9. ayeti: “ Doğru yol Allah’a aittir. Yolun eğrisi de vardır. Allah dileseydi hepinizi doğru yola iletirdi.”

Peygamber Efendimizin (s.a.v) yolu  zorlama ve insanları hürriyetinden mahrum ederek onlara hakimiyet kurmak değildi. Gaşiye suresi 22. ayeti: “Onların üstünde egemen bir zorba değilsin.”

Allah insanların hidayete ermesi için gerekli araçları sağlamalı  “Doğru yolu göstermek bize aittir.” (Leyl :12) ve insanların yönlendirilmesi gerekiyor.

Ancak bir grup insanın hidayeti kabul etmemesi, Allah’ın başkalarına olan hidayetinin kesilmesine sebep olmamalıdır. Tıpkı bir bahçıvanın iyi ağaçlarla dolu bir bahçeyi yabani otlar yüzünden sulamayı asla bırakmaması gibidir. Kur’an’da şöyle okuyoruz: “Hani rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti. Onlar, “Biz seni övgü ile tesbih ederken ve senin kutsallığını dile getirip dururken orada fesat çıkaracak ve kan dökecek birini mi yaratacaksın?” dediler. Allah “Şüphe yok ki, ben sizin bilmediklerinizi bilirim” buyurdu.” (Bakara:30)

İddiayı kanıtlamak için örnekler vermek ve insanları eğitmek yeterlidir.

Bir mimar veya ressam sanatının bazı örneklerini sergiliyorsa bu onun değerini kanıtlamaya yeterlidir.

İlâhi Peygamberler sağlıklı bir toplum planını vererek kendileri de bu plana göre hareket ederler, ayrıca hidayeti almaya hazır insanları keşfederek eğitir ve küçük bir toplumu dünyaya örnek olarak sunarlar. Daha sonra herkesi bu modele göre kendi sosyal sistemini kurmaya davet ederler.

İslam Peygamber’i renkleri ne olursa olsun farklı kabilelerden bir ümmet oluşturmuş, çalışmalarını şirk ve zulüme karşı mücadele ve Allah’a iman üzerine temellendirmişti.

Hayali ayrıcalıkları yok ederek ahlakı, sağlığı, hizmeti, Allah kanunları önünde eşitliği, İslam kardeşliğini, adaleti, özgürlüğü, dürüstlüğü, samimiyeti ve şerefi getirdi.

Hz. Ali, Ebu Zer, Selman, Mikdad, Meysem gibi şehadeti memnuniyetle karşılayan, Allah’ın sisteminin kurulması için kanlarını vermekten çekinmeyen kişileri yetiştirdi.

Güneş her şeyin üzerinde parlar, eğer bir aynaya vurursa ışığı yansır, ama bir duvara vurursa yansımaz, güneşin iyiliğinden ve aydınlığından asla şüphe etmeyiz.

Kur’an deyişiyle; gözlerini, kulaklarını, kalplerini kapatmış insanlardır. “Andolsun biz, cinlerden ve insanlardan birçoğunu cehennem için yarattık. Bunların kalpleri vardır ama onlarla kavrayamazlar; gözleri vardır ama onlarla göremezler; kulakları vardır ama onlarla işitemezler. Onlar hayvanlar gibidir, hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır.” (A’râf suresi 179)

İdeal bir toplum insan tarafından inşa edilir. İlâhi Peygamberler kendilerini ders vermeye hazırlayan öğretmenlerdir, dersi alması gereken ise öğrencidir. Peygamberler ilaç veren doktorlar gibidir doktorun talimatı doğrultusunda tedavi görmesi gereken kişi de hastadır.

Eğer Peygamberler ideal bir toplum inşa edemedilerse bu insanların eksikliğinden kaynaklanır. Kur’an’dan birkaç ayetler cevabını veriyoruz:

Kasas suresi 50. ayeti: “Elbette Allah zalim kavmi doğru yola iletmez.”

Mâide suresi 67. ayeti:  “Şüphe yok ki Allah kâfirler topluluğunu hidayete erdirmez”

Münafikun suresi 6. ayeti:  “Şüphesiz Allah günaha saplananları doğruya eriştirmez.”

Ğafir suresi 28. ayeti: “Hiç kuşku yok ki Allah, aşırılığa sapmış, yalancı kimseyi doğru yola ulaştırmaz.”

Bu ayetlerde peygamberlerin hidayetinden uzak kalmalarının ve ideal bir toplum oluşturamamalarının nedeninin bizzat insanların kendileri olduğu belirtilmiştir.

Muhsin Kıraati’nin İnanç İlkeleri (Nübüvvet) kitabından alıntıdır.

captcha