IQNA

Türkiye Diyanet İşleri Eski Başkanı Lütfi Doğan:

Cehalet ve Bilgisizlik Karanlıktır

10:51 - June 06, 2016
Haber kodu: 3459712
Tahran, 6 Haziran 2016 - Türkiye Diyanet İşleri Eski Başkanı Lütfi Doğan, “Cehalet ve bilgisizlik karanlıktır” dedi.

Cehalet ve Bilgisizlik Karanlıktır

IQNA - Türkiye Diyanet İşleri Eski Başkanı Lütfi Doğan, ramazan ayının en faydalı biçimde değerlendirilmesi ve idrak edilmesi için tavsiyelerini AA muhabirine anlattı.

Allah'ın orucu, iyilikleri yaşamak ve yaşatmaya çalışmak, kötülüklerden uzak kalmak ve diğer bütün insanları da uzak tutmaya hizmet etmek için tüm müslümanlara farz kıldığını belirten Doğan, "Ramazanda oruç tutan kimse sahurdan iftar vaktine kadar hiçbir şey yemiyor, içmiyor. Bu bize şunu gösteriyor. Oruçlu şahıs, alınteriyle, helalinden kazandığı halde, susadığı halde su içmiyor. Acıktığı halde yemek yemiyor. Niçin yapıyor tüm bu fedakarlıkları…Allah’ın emrine boyun eğdiği için. Böyle bir düşünce ve inancı olan bir insan başkalarının malına tenezzül eder mi, etmez, edemez. İşte bütün mesele o şuurda olmaktır." değerlendirmesinde bulundu.

Ramazanda toplumun büyük bir kısmının Kuran’la haşır neşir olduğunu, camilere gittiğini ve mukabeleler okuduğuna işaret eden Doğan, "Müslümanlar olarak her günümüzü Ramazan gibi, Cuma gibi mübarek bilip tüm hayatımıza bunu yaymak durumundayız. Bunu yaparken de Allah’ın emirlerini bize gönderdiği Kuran-ı Kerim’i çok iyi bileceğiz, öğreneceğiz. Allah’ın kullarına hitabı, bir anlamda mektubu olan bu kutsal kitabımızla bağımızı hiç kesmeyeceğiz. Onu bol bol okuyacağız. Anlamını idrak etmeye çalışacağız. Anlayamadığımız noktalar olursa da o konuda uzman olan değerli din alimlerine soracağız." ifadelerini kullandı.

Allah'ın Müslümanlara ilk emrinin bilgi tahsil etmek olduğunu hatırlatan Doğan, " Hazreti Peygamberimiz, "İlim Çinde de olsa öğreniniz” , "Beşikten mezara kadar ilim öğrenin” ve "Faydasız ilimden Allah’a sığınırım” buyuruyor. Dolayısıyla en önemli görevimiz, faydasız ilim ve bilgilerden uzak durmak, insanların hayrına olan ilimler öğrenmek ve onu tatbik etmek olmalıdır.

Müslümanların en büyük düşmanı bilgisizlik ve cehalettir. Cehalet ve bilgisizlik karanlıktır. o karanlığı aydınlatacak ışık ilimdir ve doğru bilgidir." diye konuştu.

İftar saatlerinde açlık ve susuzluğun da verdiği stres ve sıkıntıyla, insanlarda acele etme ve sinirlilik hallerinin baş gösterdiğini, özellikle büyükşehirlerde bazı insanların trafikte maalesef kavgalar bile ettiğine işaret eden Doğan, "Bu tür davranışlar gerçek müminlere yakışmıyor. Bu durumlarda sabır en önemli kalkanımız olmalı. Böyle durumlarda oruçlu olan Müslüman kardeşim, bir iki saniye düşünüp "ben oruçluyum” desin. Kendine çeki düzen versin. Karşısındaki de neticede bir Müslüman, o zaman belki o da "evet ya oruçluyuz, sabredelim” diye içinden geçirir. Belki de oluşabilecek bir çok olumsuzluk böylece basitçe çözülebilir." dedi.

Düzenlenecek programlarda iftar sofralarının çok lüks olmamak kaydıyla makul şekilde kurulması ve israftan mümkün olduğunca sakınılmasının önemini dile getiren Doğan, iftarların maddi yönünden çok manevi boyutunun öne çıkarılmasının daha makbul olacağını belirtti.

Doğan sözlerini şöyle sürdürdü:

"Pahalı iftarlarda harcanacak parayla gerçek ihtiyaç sahibi insanlara mütevazı iftarlar verilmeli. İftar daveti vererek dostlarını ve akrabalarını ağırlamak güzel bir davranıştır. Ama bu sofralar sadece dost,arkadaş ve akrabalara yönelik olmamalıdır. Fakir ve ihtiyaç sahibi müslüman kardeşlerimizi de bu sofralara davet etmeliyiz. Ramazan zengin işadamı ve bürokratların kendileriyle aynı statüde olanlarla buluştuğu, fakirin de fakirle iftar ettiği bir ay değildir ve olmamalıdır. Aman ha iftar sofralarını sadece birbirimizi ağırladığımız israf sofralarına dönüştürmeyelim. Ramazan bizi değiştirsin, biz ramazanı değil." değerlendirmesini yaptı.

Diyanet İşleri Başkanlığı öncülüğünde yapılan Hicri Takvim Kongresi sonrasında açıklama yapan Başkan Görmez’e de çok teşekkür eden Doğan, "Bu kongre sonunda açıklanan kararlar inşallah ümmetin birlik ve beraberliğine vesile olur. Artık farklı İslam ülkelerinde farklı günlerde ramazana başlama, farklı günlerde bayram yapma durumu ortadan kalkar. Bu İslam ülkeleri arasında ilmen ve fikren yardımlaşma biçimidir. İnşallah tam bir birlikteliğe de kapı açar."diye konuştu.

AA

captcha